MEZARCI, şu sıralar kitapçıları dolaşanların ismine ve kapağına aşina olduğunu tahmin ettiğim bir gerilim romanı. Aslında MEZARCI Yeni Zelandalı yazar Paul Cleave’in ilk baskısını 2008 yılında yapmış olan üçüncü romanı, fakat Türkiyeli okurun beğenisine Pegasus Yayınları tarafından geçtiğimiz aylarda sunuldu. Yazarın uluslararası üne kavuşmasını sağlayan ilk romanı TEMİZLİKÇİ yine Pegasus Yayınları tarafından geçtiğimiz yıl basılmış.

Romanın kahramanı Tate, son zamanlarda Türkiye’de de POLİS ve BEHZAT Ç. gibi yapımlar sayesinde görmeye alışmaya başladığımız türden bir anti-kahraman, kayıp ve umutsuz bir eski polis/yeni özel dedektif. Henry Martins isimli banka müdürü iki yıl önce öldürülmüştür, fakat kızı hariç kimse – polis dahil – Martins’in öldürülmüş olabileceğine ihtimal vermemiştir. Kızının üvey annesini cinayetle suçlaması polisin dikkatini yalnızca kadının ikinci kocasının zehirlenerek ölmesi sonrasında çeker ve Martins’in cesedinin mezarından çıkartılıp kontrol edilmesine karar verilir. Fakat mezarın açılması sırasında görevli bulunan özel dedektif Tate’i bir değil iki sürpriz birden beklemektedir. Tabutta Martins’in bedeni yerine genç bir kadının cesedi bulunmakta, mezarlığın yanına kurulduğu gölde ise üç ceset yüzmektedir.
MEZARCI sürükleyici bir konuya sahip ve hikayenin Tate’in ağzından anlatılması karakterin hislerinin ve eylemlerinin arkasındaki duygu ve motivasyonların okur tarafından dolaysız biçimde hissedilmesini sağlıyor. Tate’in tipik kahraman niteliklerine sahip olmaması ve ahlaki ikilemleri kimi okuyucu açısından özdeşleşme sorunu yaratabilir, fakat “kötü ana karakterlere” gittikçe daha fazla alışan Türkiyeli okurun bu ikilemlerden keyif alacağını düşünüyorum. İlginç bir detay ise kitabın İngilizce orijinalinin şimdiki zaman kullanılarak yazılmış olmasına rağmen Türkçe çevirisinde geçmiş zamanın tercih edilmiş olması. Halbuki örneğin Ahmet Ümit de aynı tekniği İSTANBUL HATIRASI’nda kullandı ve başta tuhaf gelse de okuru anlatıcıya bir adım daha yaklaştırması bakımından etkiliydi.
Türe önemli bir yenilik katmamakla beraber, MEZARCI, sürükleyici konusu, son ana kadar okuyucuyu tahmin ettiren hikayesi ve hiçbiri sütten çıkmış ak kaşık olmayan karanlık karakterleri ve atmosferiyle her korku/gerilim takipçisi tarafından okunmayı hakeden bir gerilim romanı. En azından kendi adıma şu kadarını söyleyebilirim ki, MEZARCI beni Cleave’in diğer romanlarını almaya ve okumaya itecek kadar iyi. Karakterlerin yaşadığı ahlaki ve duygusal çelişkilerin hikayenin gölgesinde kalması ve Tate hariç diğer karakterlerin yeterince derinleşememesi bir eksi, fakat Cleave yine de karizmatik ve karanlık bir ana karakterle hikayeyi ayakta tutmayı başarıyor.
Not: 3 / 4
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder